Alternatif Uyuşmazlık Çözümleri (ADR) Nedir?
Toplum genelinde, iki taraf arasında oluşan anlaşmazlıkların hukuki ve resmi bir şekilde çözülmesi, genellikle akla mahkeme süreçlerini getirir: Bir anlaşmazlık olduğunda, taraflardan birisi diğerine dava açar ve sürecin sonucu mahkeme sürecinde çıkacak karara göre şekillenir. Mahkemeler, adalet tabanlı bir toplumun vazgeçilmez yapı taşlarıdır.
Ancak her uyuşmazlığın mahkemelerde çözülmesi bir zorunluluk değildir. Günümüzde, yetkin ve bilinçli şekilde yürütülen alternatif süreçler, anlaşmazlıkların çok daha etkili bir şekilde çözülmesini sağlamak konusunda giderek ivme ve önem kazanmaktadır.
İki taraf arasında oluşacak uyuşmazlıkların mahkeme dışında sonuçlandırılması, hukukun Alternatif Uyuşmazlık Çözümleri olarak adlandırılan alt dalını oluşturur. Dünya genelinde, bu kavramın İngilizcesi olan Alternative Dispute Resolution kavramının ilk harflerinden oluşan ADR ifadesi yaygın bir kısaltma olarak kullanılmaktadır.
Türkiye Arabuluculuk Vakfı’nın amacı, ülkemizde alternatif çözüm süreçlerinin daha çok tanınmasını, mahkeme sürecine ihtiyaç duymayan uyuşmazlık süreçlerinde daha çok tercih edilmesini ve bu tarz süreçlere dahil olabilecek kişi ve kuruluşların alternatif çözümler hakkında bilgilendirilmesini sağlamaktır.
Bu sayfadan, ADR hakkında detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.

Alternatif Uyuşmazlık Çözümleri’nin Avantajları
Yargının en temel kurumu olan mahkemeler, uyuşmazlık süreçlerinde başvurulacak tek merci değildir.
Uyuşmazlıkları mahkeme dışında çözmek, tüm taraflar için belli başlı avantajlar sağlar. Aşağıda, temel başlıklar halinde bu avantajlardan bazılarını inceleyebilirsiniz.
Maliyet
Uyuşmazlıkları mahkeme dışında çözmek, her iki taraf için de ciddi anlamda tasarruf imkanı tanır. Uzun soluklu mahkemeler; yasal ücretler, avukat maliyetleri ve oluşan diğer masraflar nedeniyle oldukça pahalı süreçlerdir. Buna karşın, alternatif çözümler çok daha uygun fiyatlarla yürütülebilir.
Hızlı ve Verimli Çözümler
Mahkeme süreçleri, doğaları gereği uzun süreçlerdir. Bir dava açıldığında, ilk duruşma tarihi aylar sonrasına verilebilir ve ertelemeler nedeniyle bir davanın sonuca ulaşması yılları bulabilir. Aynı zamanda, mahkeme süreçlerine katılmak taraflara hem zaman kaybettirir, hem de psikolojik bir yük bindirir.
Buna karşın, alternatif çözümler süreçlerin birkaç hafta içinde, çok daha hızlı, verimli ve stressiz çözümlere ulaşmasına yardımcı olur.
Gizlilik
Alternatif Uyuşmazlık Çözümleri, baştan sona iki taraf ve devreye girecek arabulucular tarafından yönetilir. Bu şekilde, tüm süreç çok daha gizli bir şekilde yönetilir.
Barışçıl Süreçler
Dava açmak, genellikle iki taraf arasındaki ilişkinin tamamen koptuğu noktada gündeme gelen bir çözümdür. ADR süreçleri ise, tamamen karşılıklı anlaşma ve işbirliğine dayalıdır. Bu süreçler, iki taraf arasındaki ilişkiyi kırılma noktasına getirmeden, tarafların birbirini anlayarak ve işbirliği yaparak çözüme ulaşmasını sağlar.
Kontrol
Bir uyuşmazlık mahkeme salonlarına taşındığı zaman, süreç tamamen hukuki bir hale gelir. Bu durumda iki tarafın da süreç üzerinde gerçek anlamda bir kontrolü kalmaz: Çıkacak sonuç resmi belgelere, delillere, yasalara bağlıdır ve avukatlar ile hakimlerin kontrolünde belirlenir.
Alternatif Uyuşmazlık Çözümleri, iki tarafa süreç üzerinde çok daha büyük bir kontrol sağlar. Ulaşılan sonuç, tarafların kontrolü altında belirlenir ve iki tarafın onayına bağlıdır.
Mahkemeler Üzerindeki Yükün Azaltılması
ADR süreçleri ve mahkemeler, birbirlerinden tamamen bağımsız süreçler değildir. Uyuşmazlık içindeki kişi ve kuruluşların ilk anda mahkemeleri tercih etmemesi ve alternatif çözümlere yönelmesi, uzun vadede mahkemeler üzerindeki yükü de azaltır. Böylece gerçekten mahkeme süreçlerine ihtiyaç duyan uyuşmazlıkların da daha hızlı ve verimli şekilde çözülmesi mümkün olur.
Bir anlamda, mahkeme dışı çözümlerin yaygınlaşması, mahkemelerin de daha verimli çalışmasına destek olur.
ADR Süreçleri
Alternatif Uyumsuzluk Çözümleri, geleneksel yargı süreçlerine göre daha esnektir ve farklı senaryolarda farklı ADR yöntemleri kullanılabilir. Hem ülkemizde, hem de dünya genelinde en yaygın olarak kullanılan ADR yöntemleri arabuluculuk ve tahkim olarak öne çıkmaktadır. Arabuluculuk sürecinde, taraflar anlaşmazlıklarını tarafsız bir üçüncü kişiye götürür. Arabulucunun görevi, her iki tarafın bakış açısını ve somut gerçekleri anladıktan sonra, iki tarafın da kabul edeceği bir çözüm yöntemi bulmaktır. Bu sürecin sonunda, taraflar kendi iradeleri ile ortak bir noktada buluşur.
Tahkim süreci ise iki tarafın doğrudan mahkemeye gitmek yerine anlaşmazlıklarını belirleyecekleri bir “hakem” veya “hakem kurulu” tarafından verilecek karara göre çözmesine dayanır. Tahkim süreçleri de arabuluculuk gibi gönüllülük esasına dayanır, ancak iki taraf da hakem veya hakem kurulu tarafından verilecek kararı kabul etmeyi vaadeder.
Bu iki ana yöntem dışında da ADR yöntemleri bulunduğu ve bu süreçlerin temel odağı esneklik olduğu için, her bir arabuluculuk süreci kendi içinde benzersiz ve farklı şekilde ilerleyebilir. Bununla birlikte, genel bir ADR sürecinin aşağıdaki adımları takip edeceği söylenebilir.

Başlangıç Görüşmesi
Arabulucu, tarafları sürecin ilerleyişi ile ilgili bilgilendirerek süreci başlatır.

Görüş Sunumu
Taraflar, bağımsız olarak görüşlerini ve destekleyen belgelerini arabulucuya sunar.

Müzakere
Arabulucu, iki taraf arasındaki farklı mecralar üzerinden yönetilen müzakereleri yönlendirir.

Çözüm ve Anlaşma
Taraflar bir çözüm üzerinde anlaşırsa, bu anlaşma yazılı hale getirilir ve uygulanır.
Kimler ADR Süreçlerini Tercih Edebilir?
Alternatif Uyuşmazlık Süreçleri, bir anlaşmazlık içinde yer alan herkes tarafından tercih edilebilir. Hem kişiler, hem iş sahipleri, hem de büyük çaplı işletmeler uyuşmazlık süreçlerinde ADR süreçlerini tercih edebilir.
Bununla birlikte, belli süreçlerin yalnızca arabuluculuk süreçleri ile çözülmesi mümkün değildir. Ceza davaları, aile içi şiddete dayalı uyuşmazlıklar, idari yargının yetkisine giren tam yargı ve iptal davaları, vergi hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklar gibi bazı alanlarda, tarafların arabuluculuk süreçleri yürütmesi mümkün olmayabilir.
Türkiye Arabuluculuk Vakfı’nın temel amaçlarından bir tanesi, ADR süreçlerini tüm toplum için anlaşılabilir ve erişilebilir hale getirmektir. Bu süreçler hakkında sorularınız ve bilgi almak istediğiniz konular için, bize her zaman İletişim sayfamızdan ulaşabilirsiniz.
ADR Süreçlerinin Durumu ve Hukuki Statüsü
ADR süreçleri, hem dünyada, hem de Türkiye’de son yıllarda ciddi bir ivme kazanmaktadır. Pek çok kişi ve kuruluş, yukarıda listelenen avantajları nedeniyle sorunlarının çözümünde ilk tercih olarak geleneksel yargı süreçlerini değil, alternatif çözümleri tercih etmektedir.
Bu durum, dünya genelinde ADR süreçlerinin daha büyük bir geçerlilik ve resmiyet kazanmasına yol açmıştır.
Ülkemizde arabuluculuk, 2012 yılında kabul edilen 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile düzenlenmiştir. Bu kanun, yalnızca arabuluculuk sürecinin işleyişini detaylandırmakla kalmamakta, aynı zamanda belli alanlarda uyuşmazlıkların çözümü için mahkemeye başvurmadan önce arabuluculuk süreçlerinin yürütülmesini zorunlu kılmaktadır.
Aşağıda listelenen durumların bazılarında, arabuluculuk süreçlerinin yürütülmüş olması hukuki açıdan bir zorunluluktur. Bir başka deyişle, bu süreçlerde tarafların birbirine dava açabilmesi için, önce arabuluculuk süreçleri ile anlaşmazlıklarını çözmeyi denemiş olması gerekmektedir.

Tüketici Uyuşmazlıkları
Belirli durumlarda, Tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklar

Ticari Davalar
Belli bir miktar paranın ödenmesi ve tazminat konusunda açılacak ticari uyuşmazlıklar

Taşınmazların Tasviyesi
Gayrimenkullerin tasviyesi konusunda oluşan anlaşmazlık ve uyuşmazlıklar

Paylaştırma ve Ortaklık
Taşınır ve taşınmazların paylaştırılması ve ortaklığın çözülmesine ilişkin uyuzşmazlıklar

İş Hukuku: Tazminatlar
İş akdinin feshedilmesi durumunda ihbar ve kıdem tazminatı gibi konularda ortaya çıkan uyuşmazlıklar

İş Hukuku: Yıllık İzin
Yıllık izin ücretleri konusunda işçi ve işveren arasında yaşanan uyuşmazlıklar

İş Hukuku: Fazla Mesai
Fazla mesai ücretlerinin belirlenmesi ve ödenmesi konusunda ortaya çıkan uyuşmazlıklar

İş Hukuku: İşe İade
İş akdinin feshedilmesi durumunda işçi ve işveren arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkalar