Türkiye Arabuluculuk Vakfı olarak 27 Nisan – 3 Mayıs 2025 tarihleri arasında Londra’da ADR Group ortaklığı ile düzenlediğimiz arabuluculuk eğitimi hakkında bilgi almak için tıklayın.

“Dava Şartı Arabuluculuk” Nedir?

Arabuluculuk Bilgi Bankası

Arabuluculuk - Kavramlar

“Dava Şartı Arabuluculuk” Nedir?

Dava Şartı Arabuluculuk, tek cümleyle, tarafların uyuşmazlıklarını mahkemeye taşımadan önce arabuluculuk sürecine başvurmayı zorunlu kılan bir prosedür olarak tanımlanabilir.

Arabuluculuk süreçleri, kişi ve kuruluşlara uyuşmazlığın çözümlerinde pek çok avantaj yaratır. Bu süreçler, doğrudan mahkemeye gitmeye göre daha esnek, daha gizli, daha hızlı ve maddi açıdan daha ekonomik sonuçlar yaratır. Üstelik, bu gibi süreçler yalnızca uyuşmazlığa düşen kişi ve kurumlar için avantajlı değildir; tüm alternatif uyuşmazlık çözümleri gibi, arabuluculuk süreçleri de daha az sürecin mahkeme salonlarına taşınmasını sağlayarak yargı sistemi üzerindeki yükü azaltmaya yardımcı olur.

Bu olumlu özellikleri nedeniyle, alternatif uyuşmazlık çözümleri giderek önem kazanmakta, bu şekilde kanunlar nezdinde de yasal zemine oturtulmaktadır. Arabuluculuk süreçlerinin de dahil olduğu alternatif uyuşmazlık çözümlerinin kanunlarda kendilerine yer bulması, hem bu süreçlerin standart bir şekilde yönetilmesini mümkün kılmakta, hem de belli durumlarda bu süreçleri zorunlu hale getirmektedir.

Dava Şartı Arabuluculuk kavramı da, bu ikinci konuya önemli bir örnek teşkil etmektedir. Mahkemeye giden dosya sayısını azaltmak için, belli başlı uyuşmazlık konuları, doğrudan arabuluculuk ile çözülebilecek konular olarak sınıflandırılmış ve bu uyuşmazlıklarda tarafların arabuluculuk süreçlerini denemeden birbirlerini mahkemeye vermesinin önüne geçilmiştir. Bir başka deyişle, dava şartı arabuluculuk prosedürlerinin bulunduğu süreçlerde, iki taraf birbirlerini mahkemeye vermek istese bile, öncesinde arabuluculuk ile ortak bir noktada buluşmayı denemeden bunu yapamaz.

Arabuluculuk Süreçlerinin “Dava Şartı” Olduğu Uyuşmazlık Kategorileri

Hukukun giderek gelişen ve önem kazanan modern bir alt dalı olan alternatif uyuşmazlık çözümlerine ilişkin yasalar günümüzde sürekli olarak değişmekte ve güncellenmektedir. Ancak bu yazının yazıldığı 2024 yılı itibarıyla, aşağıdaki süreçler dava şartı arabuluculuğa tabidir.

Bu süreçlerden herhangi birisi hakkında uyuşmazlık yaşayan taraflar, mahkemeye gitmeden önce arabuluculuk yoluyla uyuşmazlıklarını gidermeye çalışmak zorundadır:

Yukarıda yer alan süreçler şu anda dava şartı arabuluculuk prosedürünün devrede olduğu süreçlerdir. Son dönemde yaşanan gelişmeler, ilerleyen yıllarda bu prosedürün kapsamının genişleyeceğini ve daha çok kategorinin bu kapsamda ele alınacağını gösterir.

Dava Şartı Arabuluculuk Süreçlerinin İşleyişi

Yürürlükte olan yasalar, dava şartı arabuluculuk süreçlerinin işleyiş ve ilerleyişi ile ilgili detayları kapsamaktadır.

Sürecin başlangıcı, adliyelerde bulunan arabuluculuk bürolarına yapılan başvuru ile olur. Başvuru sürecinin ardından, arabuluculuk bürolarında çalışan personeller kayıtlı arabulucu listesinden bir arabulucu atayarak süreci resmi olarak başlatır. Eğer taraflar listede yer alan herhangi bir arabulucu ile çalışmak konusunda hemfikir ise, spesifik olarak seçtikleri arabulucu ile çalışmayı da tercih edebilirler.

Dava şartı olarak yürütülen arabuluculuk süreçlerinde herhangi bir başvuru ücreti bulunmamaktadır. Görüşmeler sırasında bir anlaşma gerçekleşmezse, arabulucu ücreti Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanarak taraflara ek bir masraf çıkmaması sağlanır. Anlaşma durumunda ise ücret taraflarca eşit olarak ödenir — ancak yapılan anlaşma, arabuluculuk ücretinin tek bir taraf tarafından üstlenilmesini de kapsayabilir.

Tarafların bir anlaşmaya varamaması durumunda, dava şartı olan arabuluculuk süreci tamamlanmış olarak kabul edilir. Bu durumda, taraflar birbirlerine dava açarak anlaşmazlıklarını mahkemede çözmek konusunda serbest olur.

Bu noktada önemli bir detay, dava şartı arabuluculuk sürecine etkin katılım gösterilmiş olmasıdır. Eğer arabuluculuk süreci, taraflardan birinin sürece katılmaması nedeniyle olumsuz olarak sonuçlanırsa, yasalar ile belirlenen yaptırımlar uygulanır. Mazeretsiz olarak toplantıya katılmayan taraf, daha sonra açılan dava sürecinde haklı çıksa bile yargılama ücretinin ödenmesi ile sorumlu tutulur.