Son düzenlemelerle birlikte kira ilişkilerinden kaynaklanan uyuşmazlıklar ve diğer bazı hukuk sorunları, dava şartı olarak arabuluculuk kapsamına alındı. Artık vatandaşlar bu tür uyuşmazlıklarla karşılaştıklarında öncelikle arabuluculuk sürecine başvurmak zorunda olacak. Peki, bu değişiklik vatandaşlar için ne anlama geliyor ve nasıl bir yol izlemeleri gerekiyor?
Arabuluculuğa Başvurmak Zorunlu Hale Geldi
Yeni düzenlemeyle kira sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklar, kat mülkiyeti ile ilgili sorunlar ve komşuluk hakkı gibi anlaşmazlıklar için artık dava şartı olarak arabuluculuğa başvurmak gerekecek. Bu, vatandaşların mahkemeye başvurmadan önce arabuluculuk sürecini geçirmeleri gerektiği anlamına geliyor. Yani, kira uyuşmazlıkları için mahkemeye gitmeden önce tarafların bir arabulucu ile uyuşmazlıklarını gidermeye çalışması gerekiyor.
İhtiyari Arabuluculuk Konusunda Seçim Hakkı
Taşınmaz devri ve sınırlı ayni haklarla ilgili uyuşmazlıklarda ise arabuluculuk uygulaması ihtiyari hale getirildi. Yani, vatandaşlar bu tür sorunlar için arabuluculuk sürecini tercih edebilir, ancak bu süreç zorunlu değildir. Yine de hızlı çözüm arayan ve uzun mahkeme süreçlerinden kaçınmak isteyen vatandaşlar için arabuluculuk iyi bir seçenek olabilir.
Singapur Sözleşmesi ve Uluslararası Uyumluluk
Türkiye’nin taraf olduğu Singapur Sözleşmesi ile yapılan düzenlemeler, arabuluculuk süreçlerinin uluslararası standartlarla uyumlu olmasını sağlıyor. Bu, vatandaşlar için daha güvenli ve geçerli bir arabuluculuk deneyimi sunuyor. Yabancı ülkelerle ticaret yapan vatandaşlar, uluslararası uyuşmazlıklarda da arabuluculuğu kullanabilecekler.
Sonuç olarak vatandaşlar, kira ve ticari uyuşmazlıklarla karşılaştıklarında artık önce arabuluculuğa başvurmak zorunluluğuna uyacak. Zorunlu arabuluculuk şartı ile bu süreç sistemi verimli hale getirerek hukuki sorunlarını daha hızlı ve daha az maliyetle çözme fırsatı sunuyor.